çocukları soğuktan korunmak için burunlarına atkılarını sardığında; kızları evlerinde yapayalnız otururken, polis elini kolunu sallaya sallaya hanelerine tecavüz ettiğinde; kaşını gözünü sevmedi diye yolda yürüyen oğullarını dövüp dağın başına attığında öğrenecekler.
çocukları yolda yürürken polisin kör kurşununa kurban gidip pisi pisine öldükten sonra, üstüne üstlük bir de terörist damgası yedikten sonra öğrenecekler. kızları kendini korumak için çantalarında biber gazı taşıdılar diye hapse atıldıklarında öğrenecekler.
siz uyurken, çocuklarınızın iç güvenlik paketi adı altında can güvenliği çalındı. can güvenliğimiz zaten yoktu da, biz öldükten sonra kimsenin başını ağrıtmayın diye itiraz etme, şikayet etme; adalet isteme hakkınız çalındı.
bu tasarıya “evet” diyen, susarak “evet” diyenlere alkış tutanlar; bir gün yaşayarak öğreneceksiniz neye alkış tuttuğunuzu.
cinayetleri meşrulaştırdınız. bizden hayatımızı çaldınız. tüm umutlarımızı tükettiniz geleceğe dair. bizi bilmediğimiz bir karanlığa yolcu ettiniz uyurken. bizi yaşadığımız ülkeden tiksindirdiniz. hepimiz kaçmak istiyoruz, kurtulmak istiyoruz sizin yüzünüzden bu ülkeden.
uyuyun şimdi güzel güzel. bir gün polis sizi o güzel uykunuzdan yaka paça uyandırıp ağzınızı burnunuzu dağıttığında, ve siz “polis beni dövdü” diye karakola gidip de, yaka paça dışarı atıldığınızda uyanmak zorunda kalacaksınız nasılsa.
sakın pişman olmayın ama o saatten sonra. pişman olmayın, ağlamayın.
kendi düşen ağlamaz çünkü.